27 Kasım 2024
  • Ankara-2°C
  • İstanbul6°C
  • İzmir5°C
  • Giresun8°C

ÇİFTÇİLER ZORDA, BANKALAR KREDİ AÇMADA NAZLANIYOR

Tarım sektöründe yaşanan sıkıntılarla ilgili yazılı açıklamalarda bulunan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, önemli noktalara değindi...

Çiftçiler Zorda, Bankalar Kredi Açmada Nazlanıyor

17 Aralık 2008 Çarşamba 14:46

Bazı Bankalar Kredileri Yenilemiyor

Son yıllarda Ziraat Bankası tarıma yeterince kaynak ayıramamıştır. Tarım kredi Kooperatifleri ise bu açığı kapatamamıştır. Bu durumda üreticilerimiz kredi için faiz oranlarının yüksekliğine rağmen özel bankalardan kredi kullanmak zorunda kalmışlardır.

Özel Bankaların kredi kullandırma ve kredi yenileme konusunda istekli olmayışları sebebiyle çiftçilerimiz kredi borçlarını ödeyemez tarımsal faaliyetlerini sürdüremez hale düşmüşlerdir. Bankaların böyle bir uygulamayı başlatmaları bazı bankaların çiftçinin sadece “iyi gün dostu” olduğunu göstermektedir.

Bilindiği üzere ekonomik kriz sebebiyle KOBİ’lere 350 milyon YTL kaynak ayrılarak sıfır faizli “can suyu” kredisi kullanabilme imkanı getirilmiştir.

Bankaların bu uygulamadan en kısa sürede vazgeçmeleri, hatta nakit sıkıntısı içerisinde olan çiftçilerimizin bu sıkıntılı günlerinde yanında olmalarını bekliyoruz. Bu günün yarını da var. İyi günler de elbette gelecek, o zaman çiftçimiz kendisine yardımcı olmayan bu bankaları unutmayacaktır.

Çiftçilerimizin Ziraat Bankası, tarım Kredi Kooperatifleri ve özel bankalara olan tarımsal kredi borçlarının faizsiz olarak 3 yıl süre ile ertelenmesi ve KOBİ’ler gibi sıfır faizli yeni kredi kullanabilme imkanı getirilmesi önemli ihtiyaç haline gelmiştir.

Aslında kredi konusundaki bu durum yanında girdi maliyetleri artarken enflasyon tablolarına da yansıyan ürün fiyatlarındaki gerileme, gübre fabrikalarının üretime ara vermesi, tarım ürünleri ithalatının olağanüstü artması tarım sektörü için kötü gidişin göstergeleri olarak ortadadır.

Girdi Maliyetleri Artıyor-Ürün Fiyatları Geriliyor

2008 yılında pamuk, ayçiçeği, kanola, mısır, zeytin yağı, narenciye, çekirdeksiz kuru üzüm, fındık, süt gibi önemli bazı ürünlerin fiyatları düşerken, gübre fiyatlarındaki artış yıl içinde %150 seviyelerine varmıştır. Kasım ayındaki düşüşlere rağmen DAP ve Kompoze gübre fiyatlarındaki artış halen %62-88 seviyesinde kalmıştır. Bu yıl tarımsal girdi maliyeti ortalama %33 artmış bulunmaktadır.

Çiftçilerimizi son bir yılda mazot alım gücü fındıkta %27, pamukta%45, Şekerpancarında %5, ayçiçeğinde %22, mısırda %37 düşmüştür. Gübre alım gücü ise fındıkta %60, pamukta %70, şekerpancarında %48, buğdayda %45, ayçiçeğinde %58 ve mısırda %66 oranında düşmüştür.

Üstelik TMO ürün bedellerini zamanında ödeyemiyor. Mısır ve fındıkta 45 güne varan gecikmeler olmaktadır.

Çiftçi Gübre Kullanmıyor-Gübre Fabrikaları Üretimi Durduruyor Gübre tüketimi azalıyor

2007 yılında kimyevi gübre fiyatlarındaki artış yüzde 54,5’e ulaşmıştır. Bu nedenle 2007 yılında gübre tüketimi %4 oranında azalmıştır.

2008 Ekim ayı itibarıyla son bir yılda gübre fiyatlarında % 154 e varan fiyat artışları olmuştur. Bu artışlar sonucu 2008 Ocak–Ağustos Dönemi gübre tüketiminde bir önceki yılın aynı dönemine göre meydana gelen azalma % 12 oranında gerçekleşmiştir.

Yaptığımız tespitlere göre 2008 sonbaharında çiftçilerimizin çoğu gübre kullanmadan ekim yaptı. Aralık ayının başında bir firma iki gübre fabrikasında üretime ara vermesi bu durumu teyit ediyor.

Fiyatlardaki bu istikrarsızlık; çiftçilerimize ve tarımsal üretime zarar verecek, kullanılamayan gübre, üretim ve verimde azalmaya yol açacaktır.

Bu durumda, 2008 de artan tarım ürünleri ithalatındaki artışın durdurulması zor görünüyor.

Tarım Ürünleri İthalatı Hızla Artıyor

2008’in on aylık döneminde tarım dış ticareti 2.5 milyar dolar açık vermiştir.

Tarımda 2000’li yıllara kadar dış ticaret dengesi genelde ihracat lehine iken TÜİK’in verilerine göre 2008 yılının ilk on ayında 2,5 milyar dolar dış ticaret açığı verilmiştir. TİM’in Kasım ayı ihracat rakamları, önümüzdeki aylarda durumun daha da kötüleşeceğini gösteriyor. Ülkemizde son on yılın beş yılında tarım ürünleri ithalatı ihracatından daha fazla olmuştur. Türkiye artık tarımda ithalatçı ülke konumuna gelmektedir. Tedbir alınmazsa tarımda net ithalatçı olma durumu süreklilik kazanabilir.

Mevcut üretim potansiyelini daha iyi değerlendirebilirsek, sektörde israfı önleyip verimliliği artırabilirsek, tarımın milli gelire katkısını önemli oranda artırmamız, tarımsal ihracatımızı 30 milyar dolar seviyelerine ulaştırmamız mümkündür.

Sonuç olarak: Kısa vadede, borçlar yeniden yapılandırılmalı, yeni kredi imkanı yaratılmalı; girdi fiyatları aşağıya çekilmeli (GV, KDV ve ÖTV indirimleri); ürün bedelleri ve destekler piyasayı canlandırmak üzere erken ödenmelidir.

K: Şebinkarahisar Ziraat Odası

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.