EROL KAYIKÇI YAZDI "UNUTMAYALIM! İNSANLAR MEDENİ DOĞMUYOR"
KÖŞE YAZARLARIMIZDAN İŞ ADAMI EROL KAYIKÇI YAZDI "UNUTMAYALIM! İNSANLAR MEDENİ DOĞMUYOR"
05 Eylül 2015 Cumartesi 02:31
UNUTMAYALIM! İNSANLAR MEDENİ DOĞMUYOR
Unutmayalım ki insanlar medeni doğmuyor. İnsani değerlere sahip olmadıkça da medeni olunmuyor.
İnsanların en değerlisi de, insanlara hizmet eden ve insanlığa katkıda bulunanlardır.
İş ahlakına gelince: Batı toplumunda birisine “ Başbakan olduğunda ne yaparsın? ” diye bir soru sorulduğunda, “ Hiç düşünmedim, kendi işimde en iyiyi yapmaya çalışmaktayım. ” diye cevaplıyor. Ülkemizde böyle bir soru sorulduğunda, herkes kurtuluş reçetelerini sıralamaya başlıyor.
Söyleyeceğim o ki, işçi, çiftçi, esnaf, mühendis, vb. bizler, kendi mesleğimizi en iyi şekilde öğrenerek gereklerini mükemmel düzeyde yapmaktan uzağız. Fakat nedense hep birilerine akıl vermeyi seviyoruz. Üstelikte bilmediğimiz konularda…
Bilmediğimiz konularda birbirimizin işine karışma huyumuz, bildiğimiz konuları yapmama hastalığından bizi kurtaramamaktadır. Belki de bu yüzden toplumun düzeni ve sosyal ilişkilerimiz yolunda gitmemektedir.
Bir insan kendi meslektaşlarına bir nebze yardımcı olabilir belki. Fakat bir temizlik işçisinin; doktora, mühendise, öğretmene işleri hakkında akıl vermesi bilimin tabiatına terstir doğal olarak.
İnsanın en önemli görevlerinden birisi; herkese karşı anlayışlı, duyarlı, nazik, hoşgörülü ve güler yüzlü olmaktır sanırım. Bundan sonra da “ iş ahlakı “ gelmektedir elbette ki.
Toplumumuzda da ne yazık ki bu iki konuda da hayli eksiklerimiz bulunmaktadır. Yüzlerimiz asık, davranışlarımız oldukça gergin. Öncelikle de tebessümü unuttuk sosyal ilişkilerimizde. Oysa insan davranışlarının pozitif olması, moral değerlerimizi artırmakta, mutluluğumuza da katkı sağlamaktadır.
Medeni bir toplumda iki kişi herhangi bir nedenden dolayı birbirlerine çarptığında, kusur aramadan ikisi de özür dilemektedir.
Oysa, a sosyal ortamda böyle bir olay yaşandığında, her ikisi de birbirine öfkeyle saldırmakta, karşıyı suçlamakta, bağırmaktadırlar. Araba kazalarında da böyle değil midir? Kimisi arabasına silah, sopa koyarken, medeni insanlar hoşgörü ve tebessüm koymakta yüreklerine.
Kaza anında birileri aracından kükreyerek silahla inerken, birileri poliçesi ve kartvizitini gülümseyerek uzatıp, “ cana gelmedi ya, sigortamız halleder “ diyerek “ geçmiş olsun “ temennilerinde bulunmaktadır.
Unutmayalım ki medeni insanlarda sinirlenebilir haksızlıklar karşısında, ancak asla seviyelerini düşürmez, insan olmanın gerektirdiği değerlerden ödün vermezler. Hak aramanın, kendini savunmanın duyarlılığı, asla insan olmamızı unutturmamalıdır.
İş ahlakı çok değerli bir kavramdır. Her türlü çıkar bu ahlakın önüne geçmemelidir. Hiçbir şey “ insana saygı “ dan daha önemli olamaz.
Ülkemizde son yıllarda bu hususta pozitif adımlar atılmaya başlandı bir nebze. “ Müşteri memnuniyeti”, “ Toplam kalite yönetimi “, “ Etik kurallar “ gibi anlayışların kurumlara girmesiyle beraber, insan ilişkilerindeki çıta olumlu anlamda yukarılara çekildi. İşverenler daha bir nazik, güler yüzlü ve anlayışlı. Fakat yeterli değildir elbette. Ülke düzeyinde kalitenin artması gerekir.
Medeniyetin son merhaleye gelmesi, insanlığa hizmet bağlamında gecesini gündüzüne katan bilim insanlarının öz verili çalışmaları sayesindedir. Bizler de hiç olmazsa anlayış ve tavırlarımızla insanların işlerini kolaylaştırarak, mutluluklarına bir nebze katkıda bulunalım.
Her Ferdi, hatta her topluluğu,
Hoşlandığı yemle Avlarlarmış..
Erol KAYIKÇI
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006-2015 Şebin Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.