KADINLAR GÜNÜNDE DEFİLE VE MÜZİK ŞÖLENİ
8 Mart “Dünya Kadınlar Günü” nedeniyle Valiliğimizin organizesinde yapılan etkinlikler, beğeni ile izlendi. 3 Mart’taki “Bedirhan Gökçe ile Şiir Dinletisi”nin ardından, dünde (07.03.2009), Ankara Olgunlaşma Enstitüsünün ̶
09 Mart 2009 Pazartesi 13:56
Vali Mustafa Taşkesen ve eşi Betül Taşkesen’in yanında İl protokol üyeleri ile davetlilerin büyük ilgi gösterdiği defile sunumu ve konser, saat 19.00’da İl Özel İdaresi Kültür Sitesi’nde başladı, gecenin ilerleyen saatlerinde sona erdi.
Ankara Olgunlaşma Enstitüsü ekibi ile birlikte İlimize gelen Kız Teknik Öğretim Genel Müdürü Emine Kıraç’ın, “Cefakar Türk Kadınının her günü kutlanmaya değer. Kadınlar her alanda hak ettiği değeri görmeli” açıklamasının ardından bir konuşma yapan Vali Mustafa Taşkesen, “Dünya kadınlarının onurlu eşitliğine adanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, ülkemizin ve yöremizin tüm kadınlarına kutlu olsun” dedi.
Vali Mustafa Taşkesen, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
“İnsanlık tarihi boyunca süren bir onur mücadelesinin evrenselliğini simgeleyen bu gün, kadınlarımızın ekonomik ve toplumsal yaşamda hak ettikleri yeri almalarına engel olan tüm sorunları hatırlamak ve çözüm için gerekli ortak akıl ve iradeyi güçlendirmek için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.
Bir ülkede yaşamanın nimet ve külfetinin dağılımında hangi nedenle olursa olsun adaletsizlikler, ayrımcılıklar ortaya çıkarsa, o ülkede ne kalıcı bir beşeri kalkınmadan ne de gerçek anlamıyla bir barış ve huzurdan söz edilebilir. Devletler, eylem ve işlemlerinde ayrımcılığın hiçbir türünü yapmamakla sorumluluklarından kurtulamazlar; aynı zamanda ayrımcılığın hiçbir toplumsal katmanda hüküm sürmemesini sağlamakla da yükümlüdürler. Bu bağlamda, sosyal dokuyu en fazla tahrip eden ayrımcılık türlerinin başında gelen cinsiyet ayrımcılığını önlemek, çağdaş devletlerin öncelikli görev ve sorumlulukları arasındadır.
Kadın hakları derken kas ettiğimiz "kadının insan hakları" dır olduğunu unutmamak gerekmektedir. Amaç, tüm insanların sahip olduğu haklardan kadınların da en az erkekler kadar yararlanmasını teminat altına almaktır.
Bir başka husus, kadın haklarına "kadın ile erkek arasında bir paylaşım" mantığıyla yaklaşmanın yanlışlığıdır. Kadınların haklarının korunması, kadın-erkek rekabeti şeklinde anlaşılmamalıdır. Bir toplumda, tüm kadınların onurlu bir yaşam sürme imkanlarına sahip olması, sadece kadınların değil toplumun tüm fertlerinin ortak amacı ve sorumluluğudur. Kadının ezilmesi, erkeğin yücelmesi sonucunu değil, toplumun yozlaşmasını beraberinde getirir. Eşit ve güçlü kadın, toplumun genel kalitesini ve mutluluğunu arttıracaktır. Bu bağlamda, kadın hakları konusunda yalnızca kadınlar değil erkekler de çaba göstermeli ve bundan da önemlisi yalnızca devlet değil tüm toplumsal sektörler bu noktada inisiyatif alabilmelidir. Çağımızın dünyasında sadece devletin "pozitif ayrımcılık" uygulamalarına bel bağlamak, gerçek eşitliği sağlamaya yeterli olmamaktadır.
Son dönemde insan hakları standartları açısından adeta çağ değiştiren ülkemiz, düşüncede sağlanan atılımı tüm kesimlerin elbirliğiyle realiteye de yansıtacaktır. Bu bağlamda, en önemli hedeflerimizden biri kadının sosyal statüsünü çağdaş toplumların düzeyine çıkarmaktır. Özellikle eğitim alanında gerçekleştirilen proje ve faaliyetler, bu bakımdan önem taşımaktadır. Kız çocuklarının eğitimi adına yürütülen büyük çaplı çalışmalar, geleceğin Türk kadınının hak ettiği konumu almasının teminatıdır. Bunun yanında, kadınlarımızın ekonomik özgürlüklerini elde etmeleri için sürdürülen mesleki eğitim projeleri ve diğer sosyal programlar hem kadının ekonomik yaşama katkısını hem de özgürlük alanlarını geliştirmektedir. Çeşitli nedenlerle korunmasız ve bakıma muhtaç duruma düşen kadınlarımızın devletin müşfik yardımından yararlanabilmeleri için başta sığınma evleri olmak üzere farklı enstrümanlar aracılığıyla hizmet sunulmaktadır.
Bütün bu faaliyetlerin önemli ancak yetersiz olduğu, kadınlarımızın korunması adına yapılması gereken çok iş olduğunu kabul etmek zorundayız. Kadının ekonomik ve toplumsal yaşama katkısının ülkenin kalkınma meselesinden önce kadının eşit fırsat ve yaşam hakkı olduğunu kavramak ve kadınlar için yapılan ve yapılması gerekenleri lütuf ya da himaye değil bir sorumluluk olarak algılamak zorundayız.”
Vali Mustafa Taşkesen’in bu konuşmasının ardından, Ankara Olgunlaşma Enstitüsünün Ayşe İnci Yavuz, Emre Kaymak, Füsun Hazneci, Vesile Tanrıverdi, Sevgi Baltacı, Özlem Çelikcan, Esin Şen, Aigül Kakalambayeva, Çağla Felek, Çağıl Özkul, Aslı Semiz, Alena Chyrko, Çiğdem Büyükköprü, İrem Ayten Canoğlu, Özge Öztürk, Abdullah Yüce, Bülent Akkuş ve Ali Şar’dan oluşan ekibinin sunduğu defile, izleyicilerin büyük beğenisini kazandı.
Defilenin sona ermesiyle, Türk Sanat Müziği konseri öncesi bir süre ara verildi. Bu arada konuklara, ikramda bulunuldu.
Demir Karabaş, Bayram Coşkuner, İlhami Çeltik, Uğur Onur ve Kazım Sezer’den oluşan saz ekibinin sahnede yerini almasıyla başlayan Türk Sanat Müziği Konserinde, birbirinden güzel şarkıları seslendiren TRT Ankara Radyosu Türk Sanat Müziği Sanatçısı Meliha Yazıcı, dinleyenlere güzel bir gece yaşattı.
Gerek defilenin sonunda, gerekse Türk Sanat Müziği konseri sonunda Vali Mustafa Taşkesen’le eşi Betül Taşkesen sahneye çıkarak, bu güzel geceyi Giresunlulara yaşatan sanatçılara çiçek ve çeşitli hediyeler vererek teşekkür ettiler.
k..giresun.gov
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006-2015 Şebin Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.