KAHRAMAN ŞEHİTLERİMİZ

13 Mehmetçiğimizin şehit edilmisiyle birkez daha yüreklerimize kor ateşi düştü.

Teröristlerin, 1 astsubay, 1 uzman çavuş ve 1 sağlık memurunu kaçırmalarının ardından. Kaçırılan asker ve sağlık memurunun kurtarılması için Mehmetçik operesyona çıkmış, dağ taş, dere tepe bir avuç çabulcuların peşine düşmüşlerdi. Mehmetçiklerimiz saatlerce kaçırılan iki askeri ve bir sağlık memurunu arıyorlardı.. Yorgundular. Yorgunluklarını biraz olsun gidermek adına mola vermişlerdi. kimileri sırtındaki sırt çantasını çıkarmış, kimileri kumanyalarını eline almış kumanya kapağını açıyor, kimileri matarasında bulunan suyu içiyor, kimileri cüzdanından çıkardığı fotoğrafa bakarak çocuğuna, eşine, annesine, babasına duyduğu hasreti gidermeye çalışıyordu bir nebze de olsa.

Kınalı kuzular, nereden bileceklerdi ki az sonra kahpeçe tuzağa düşürüleceklerini, nereden bileceklerdi ki vatan hainlerinin onları takip etip uygun bir yerde pusuya düşüreceğini, nereden bileceklerdi ki az ötede hainlerin haince tuzak kurduklarını, nereden bileceklerdi ki altında gölgelendikleri o ağaçıkların birer kurşun olacağını, Kendi boylarını aşan çalılıkların ve etraftaki kurumuş otların tüm Türkiye'nin yüreğini cayır cayır yakacağını. Sahi ya nereden bileceklerdi hemen yanı başına kadar sokulmuş hainlerin az sonra kendilerine kahpeşe saldıracığını.
Sahi ya bizim heronlarımız vardı. Hani şu insansız uçaklarımız. Hainlerin izini sürmek ve istihbarat toplamak için aldığımız Heronlarımız. Heronlarımızla artık dağlar, taşlar, kamplar, inler BBG (Biri Bizi Gözetliyor) evi gibi değil miydi. Dağlardaki her bir kıpırdama artık heronlarımız sayesinde tespit edilecek yetkililer de heronların kaydettiği görüntüler ışığında gereğini yapacak değil miydi?

Öyle ya BBG evi gibi görüntülenen dağlarda herhangi bir hareketlilik olmadığına (!) göre herşey yolunda olmalıydı. Mehmetçiğin bulunduğu bölgede hainlerin izine rastlanmış olunsaydı hainlerin izini sürmekle görevli heronların kaydettiği görüntüler olurdu. Bu görüntüler çerçevesinde bölgedeki Mehmetçiğimiz ona göre tedbirini alırdı. Ortada böyle bir olumsuz durum olmadığına göre herşey yolunda olmalıydı.

Zaten dağlarda teröristlerin izine en ufak bir rastlanılmış olunsa, takviye kuvvetler “SAATLER” (!) sonra değil dakikalar içinde bölgeye sevk edilirdi. Öte yandan karadan operasyon düzenleyen Mehmetçiğimize kobra helikoplerlerimizle de hava desteği sağlanır, bir tek askerimizin burnu bile kanamadan yapılan operasyon başarıyla sonuçlanırdı.

En önemlisi de istihbaratımız. istihbarat konusunda sırtımızı öyle bir yere dayadık ki istihbaratta en ufak bir zaaf olacağını aklımızın ucundan dahi geçirmeyiz. Ne yani birde kafamızda şüpheler olacak ha. Haşa hiç öyle şey olur mu? Her ortamda iki ülke arasında sarsılmaz bir dostluğumuz var (!) Terör sorunu hepimizi sorunu diyen bir müttefikimiz (!), can ciğer dostumuz olan ABD var (!) İstihbarat konusunda dağda tepede derede bayırda olup bitenleri bir bir bizlerle paylaşmıyorlar mı? (!) biz ki dostumuzun isteklerini tek tek karşılayıp kendi menfaatlerini bir bir yerine getirmiyor muyuz? Afganistan, Irak, Filistin İran daha niceleri orta değil mi? Bizler dostumuza (!) onca iyiliklerimiz olacak bunun karşısında kılını bile kıpırdatmayan sizin terörünüz bizim de terörümüzdür diyen ciğer pare dostlarımız (!) kapalı kapılar arasında izledikleri istihbarat görüntülerini büyük bir işdah ve seviçle seyredip, şehit haberleri karşısında kalleşçe etraflarına gülücükler saçan müttefiklerimiz.

Kendisi üretip, kendisi besleyen, kendi ülkesine saldırdıp yeri ve zamanı geldiğinde yine kendisi en büyük terör saldırısına maruz kaldık bunu yapanlar cezalandırılacaktır denilip ülkeleri işgal eden ABD, Öte yandan bir askeri kaçırıldığı için bir ülkeyi işgal edip taş üstünde taş baş üstünde baş bırakmayan İsrail. Tüm olanlar karşısında insan kendine sormadan edemiyor. İsrail'in askerleri bizim Mehmetçiğimizden çok mu değerli? Bir asker için ülkeler işgal edilirken, Otuz bin insanımız şehit eden terörün kalbi niteliğindeki kandili yerle bir edemiyorsak (Yok çok sarp kayalıklarla çevriliymiş, yok çok uçurumlar varmış, yok çok sayıda mağaralar varmış ondan dolayı kandile girilemezmiş. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti kandile giremezken sözüm ona gazeteciler o sarp kayalıkları, ulaşılamaz yolları aşıp mağaraları geride bırakıp kandile gidiyor ve orada röportaj yapıyor (!) Anladım tek şek olup bitenleri anlama konusunda aciz kaldığımdır.)

Nereden bilecekti ki kınalı kuzularımız az sonra olup bitencekleri. Nereden bileceklerdi etraflarını simsiyah bulutların sardığını, nereden bileceklerdi ki karanlık odakların kara planlar peşinde olduğunu, Nereden bilecekti ki ana kuzuları, dış güçlerlerin oyuncağı olmuş hainlerin kahpe oyununu.

Hepimiz şunu biliyoruz ki Türkiye'de ne zaman güzel ve olumlu gelişmeler oluyorsa kirli eller devreye girip milletimizin en hassas ve can alıcı yönleriyle oynuyorlar. Yine en hassasımızdan vurdular bizi. Hemde olumlu gelişmelerin gölgesinde. Evet hepimizin yüreğine kor düştü. Hepimizin ocağına ateş düştü hem de ne ateş. Ama yine de metanetli olalım. Karanlık ellerin oyunlarına gelmeyelim. Onların amacı bizlerin en hassaslarımızla oynayıp ülkeyi kaosa sürükleyerek ülkemizi yaşanamayacak bir ülke duruma getirmek. Ne olur bu konuda kurulan tuzaklara düşmeyelim. Türk milleti güçlü ve kuvvetlidir. Milletimiz Allah'ın izniyle kirli ellerin kurduğu tuzakların üstesinden gelecektir. Ecdadımız yedi yüz senedir bu topraklarda ?slam'ın bekçiliğini, Müslümanların halifeliğini yaptı. Allah bu mübarek ecdanın sahip çıktığı bu toprakları karanlık ellerin karanlık planlarının oyuncağı haline getirecek değildir. Onların planları varsa hiç şüphemiz olmasın ki, Allah'ın da bozulmaz, sapmaz, değiştirilemez bir planı vardır.

Vatan için şehit düşen şanlı Mehmetçiklerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Tüm Türkiye'nin başı sağ olsun...